7 Mayıs 2025 12:34

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, TBMM Anayasa ve Adalet Karma Komisyon'da Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) üyeliği aday belirleme seçiminde AKP milletvekillerinin ad çekme yöntemi yerine tekrar oylamayı talep etmesi üzerine CHP milletvekillerinin komisyonu terk etmesine ilişkin açıklama yaptı. Emir, "Anayasa yargısına gideceğiz. Tek adamın yargıyı her şekilde ve bütünüyle kontrol etme çabasının uzantısı olarak Anayasa çiğnenmiştir. Biz bu oyunu bozuyoruz, bu oyunun bir parçası olmadık ve bu oyunu halkımızla beraber bozacağız. Genel Kurul’da şikayet ederek bozacağız ama bu hukuksuzluğa, Anayasa tanımazlığa, haksızlığa ve Türkiye’de kuvvetler ayrılığını tamamen bitiren defakto duruma asla boyun eğmeyeceğiz" dedi.

TBMM Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu, Hakimler Savcılar Kurulu'nun (HSK) görev süresi dolacak 5 üyesinin yerine seçilecek 15 adayı belirlemek için dün toplanmıştı. İlk adayın seçimi sırasında ilk iki turda yeterli oy sayısı bulunamayınca en yüksek oyu alan iki aday arasında ad çekme işlemine geçilmiş ancak CHP ve Yeni Yol Partisi milletvekilleri, AKP milletvekillerinin ad çekme yöntemi yerine tekrar oylamayı talep etmesi üzerine komisyonu terk etti.

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir ve CHP'nin TBMM Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu üyesi milletvekilleri, Anayasa'nın çiğnendiğini belirterek komisyonu terk etmelerine ilişkin TBMM'de bugün basın toplantısı düzenledi. 

Komisyonda yaşananlara ilişkin açıklama yapan CHP'li Emir, "Tayyip Erdoğan neredeyse tek başına 6 üyeyi kendisi atayarak, 7 üyeyi de bir şekilde Meclis’ten kendi çoğunluğuna güvenerek geçirerek yargıyı bire bir dizayn etmektedir. HSK, hakimlerin ve savcıların özlük hakları ile, tayinleri, terfileri ile görev yerleri ile ilgili birinci dereceden belirleyici kurumdur. Dolayısıyla yargı tarafsızlığı ve bağımsızlığın en önemli yeridir. HSK’yı kontrol ettikleri için de Türkiye’de artık bağımsız ve tarafsız yargıdan bahsetmenin olanağı kalmamıştır. HSK’nın yapısı, HSK’nın ne kadar bağımsız olduğu, HSK’nın siyasi baskıdan ne kadar azade olduğu son derece önemlidir. Bu nedenle biz HSK seçimlerini son derece önemsiyoruz ve ciddi hazırlıklarla bu komisyona girmiştik." dedi.

'Anayasa kurayı son seçenek olarak koyuyor'

5 statü için 15 aday üyenin belirleneceğini ve bunun da nasıl oluşturulacağının Anayasada belirlendiğini ifade eden Emir, bugüne kadar ad çekmenin söz konusu olmadığını vurguladı. Emir, "Burada yapılması gereken, Meclis’e gidecek her bir statü için belirlenecek 3 adayın ayrı ayrı oylanması ve oylamada eğer beşte üç çoğunluk sağlanamazsa ikinci turda oylamanın bitirilmesi ve ad çekme işleminin yapılmasıdır. Ama Anayasa bunu niye söylüyor? Çünkü yargı bağımsız ve tarafsız olsun diye. Bu ucube rejimdeki HSK yapılanmasında bile Anayasa, ‘Aranızda uzlaşın çünkü yargının tepesine yargıç seçiyorsunuz. Bütün hakimleri, savcıları atayacak, görevlendirecek, görevden el çektirecek heyeti seçiyorsunuz, bu nedenle uzlaşın’ diyor. Kurayı son seçenek olarak koyuyor ki kuraya kalmasın" diye konuştu.

'İki adamını torbaya koyup da kura çekince bunun adı kura çekmek olmuyor'

Emir şöyle devam etti:

"Bir yalanla daha karşı karşıyayız. Bazıları servis ediyorlar, 'CHP ile AKP uzlaşmış, son güne kadar razıymış ama son gün birden vazgeçmiş CHP.' Akılları sıra bu hukuksuzluğu Türkiye kamuoyuna dayatmaya çalışıyorlar. Bu bir yalandır, asla uzlaşı söz konusu olmamıştır. Her defasında Anayasa’nın emrettiği gibi karma komisyona gireriz, görevimizi yaparız ve ona göre de beşte üç çoğunluk bulunamıyorsa ad çekme yöntemine başvurulur ve neyse sonucuna hep birlikte katlanırız diyorduk. Dün yapılan tek tek oylama yerine blok listenin oylanması, sonrasında da yapılan üçüncü tur işlemi tamamen anayasal dayanaktan yoksundur. Anayasa 159 çiğnenmiştir, Anayasa ayaklar altına alınmıştır. ‘Bizimkiler olsun torbada, bizimkileri çekelim. Böylece Anayasa’ya uymuş gibi görünelim’ ama öyle bir şey olmadı. İki adamını torbaya koyup da kura çekince bunun adı kura çekmek olmuyor. İkinci tur oylamadan sonra kura çekseler en çok oy alan kendi önerdikleri aday, bir sonraki aday kendi listelerinde olmayan bir aday. Bunu yapmamak için üçüncü tur oylama ihdas ediyor kafasında, oyları dağıtıyor. Kendi adamlarından birini ikinci yapacak kadar oy veriyor. Kendi adamlarını kuraya sokuyorlar ve diyorlar ki, ‘Biz Anayasa’nın hükmüne uyduk.’

Komisyondan çekildik. Anayasa yargısına da gideceğiz. Her tür olanağı zorlayacağız. Milletimize de şikayet ediyoruz. Dün Anayasa çiğnenmiştir. Tek adamın yargıyı her şekilde ve bütünüyle kontrol etme çabasının uzantısı olarak Anayasa çiğnenmiştir. Biz bu oyunu bozuyoruz, bu oyunun bir parçası olmadık ve bu oyunu halkımızla beraber bozacağız. Genel Kurul’da şikayet ederek bozacağız ama bu hukuksuzluğa, anayasa tanımazlığa, haksızlığa ve Türkiye’de kuvvetler ayrılığını tamamen bitiren defakto duruma asla boyun eğmeyeceğiz."

'Talimatlı iş yapacak kişiler kurgulanmış bir tezgahla görevlendirmek isteniyor'

CHP Aydın Milletvekili ve Karma Komisyon üyesi Bülent Tezcan da dün komisyonda yaşananlara ilişkin şu açıklamayı yaptı: "Anayasa’da yazmayan bir üçüncü tur oylama icat ettiler. Bunu telefonla talimat alarak icat ettiler. Ne yazık ki karma komisyon başkanı AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler’i aradı. Yani karma komisyonu AK Parti Grup Başkanı yönetti uzaktan. Uzaktan kumandalı bir karma komisyon oluşturuldu ve göz önünde hukuka, Meclis’in çalışma alanına, milletin hukukuna açıkça tecavüz edildi. Bunu, Türkiye’nin her yerinde hukuku katleden Akın Gürlek gibi hukuk tanımaz kişileri koruyacak bir şemsiye yaratabilmek için yapıyorlar. İstanbul’da CHP cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na karşı yürütülen iftira, kumpas soruşturmalarının hukuki olarak bir kurul tarafından korunabilmesi, bunun böyle bir güvence altında yapılabilmesi, hukuksuzluğun, iftiranın kumpas davaları ve soruşturmalarının güvence altına alınabilmesi için talimatlı üyeleri oraya göndermek için yapıyorlar. Burada yapılan iş, TBMM’nin HSK’ya üye seçmesi için değil, talimatlı iş yapacak kişileri belirleyip önceden kurgulanmış bir tezgahla görevlendirilmesiydi. Bu milletin hukukuna tecavüzdür. Hukuk güvenliğini ortadan kaldırmaya dönük açıkça Meclis eliyle günlerdir Türkiye’de devam eden darbe girişimine destek verme çabasıdır. 19 Mart darbesinin izlerini dün Meclis’teki çalışmaların içerisinde de gördük.'' (ANKA)

Evrensel'i Takip Et